Ayrılık
Ayrılık
- Bitmesin! Kıyma bize…
- Bitmek zorunda.
- Ama neden?
- Çünkü bana başka seçenek bırakmadın. Duymadın beni. Anlamadın. Anlamak istemedin.
Adam sustu kadın sustu. Adam perişandı. Beklemiyordu böylesi bir ayrılığı. Hiç gitmeyecek sanıyordu. Daha bir gece öncesin de “ Ne olursa olsun kopmayacağız beni bırakmayacaksın” demişti sevdiği kadın. İnanmıştı. Ne olursa olsun ondan gitmeyeceğine çok inanmıştı. Peki ya bu sabah nasıl oldu da bitsin diyebilmişti.
Kadın hem gururlu hem de gözyaşları içinde sadece “ Seni seviyorum ve ömrümün sonuna kadar da çok seveceğim “ diyebilmişti. Sevdiği adama son kez doya doya bakıp sımsıkı sarıldı. Bu hiç kolay olmayacaktı. Bir daha kokusunu hissetmeden sesini duymadan nasıl yaşanacaktı? Herşeyi göze almıştı. Buna mecburdu. Tüm gücüyle savaştığı bu cephede ondan başka savaşan yoktu ve kadın artık tükenmişti. Evet deli gibi seviyor onsuz nefes bile alamıyordu. Zor olacaktı hem de çok zor.
…
Gitmişti işte. İçinden bir parça kopmuştu. Boğazında düğüm düğüm bir acı… Ahh hayır ağlamayacaktı ama engel olamıyordu akan gözyaşlarına. Oturduğu yerden kalkamadı bir süre. Eline aldığı yastığı yüzüne bastırıp haykırırcasına ağladı. Gözleri kan çanağına dönmüş nefes alıp verişi değişmeye başlamıştı.
Ayrılık haberini alanlar üzülme diye başlayan cümlelerle teselliye başlamıştı. Durmuyordu ki hiçbirini. Dinliyormuş gibi herkese boş bakışlarla kafa sallıyordu.
…
Akşam olmuştu. Annesi, teyzesi, kuzenleri yanındaydı. Yalnız bırakmak istememişlerdi. Yaşadığı zelzeleden en az zararla çıkması için çabalıyorlardı. Onları üzmemek için gözyaşlarını sildi tüm hüznüne kilit vurup kocaman bir tebessüm yerleştirdi yüzüne. Zaten şu hayatta en iyi yaptığı şeydi.
Gece oldu. Uyumak vakti. Yatağına geçtiğinde yastığını sıkı sıkı kucakladı ve hüznünü kilitlediği yerden çıkarıverdi. Yine iç çeke çeke salıverdi gözyaşı çeşmesini…
Kadın ölmüştü. Ondan yaşamasını bekleyeceklerdi. O da yaşıyormuş gibi yapacaktı. Hepsi bu kadardı…