Ana Sayfa Hikaye Bilinçaltı

Bilinçaltı

286
0
bilinçaltı
Reklam

Bilinçaltı

Bilinçaltı

Büyük bir beladan yeni kurtulmuştu. İnsanlardan kendini soyutluyor yaşadıklarını tekrar yaşamamak için temkinli davranıyordu. Kararlıydı. Yapmış olduğu bu hatadan çıkarttığı ders ömrü boyunca yeterdi Sema’ya. Yeni bir şehir yeni sokaklar yeni insanlar… İnsanlar! Hiçbirine güveni yoktu. Oysaki Sema her daim gülen başkalarının sevinciyle mutlu olan hüznüyle hüzünlenen naif bir kadındı. Onun tek zararı kendine dokunurdu. Bundan da hiç şikayet etmez kabullenirdi. Yine dimdik ve kendinden emin bir halde hayatına kaldığı yerden devam edecekti.

Alarm avazı çıktığı kadar bağıran bir horozu anımsatıyordu. Yastığının altında titreşimle birlikte uykusunu bölen telefonu el yordamıyla arayıp buldu. Hiç ekrana bakmadan öylece kapatıverdi. Ve ummalı bir yolculuğa çıktı:

“Annesi ve kardeşiyle beraber yeni kurduğu yaşantısında herşey çok güzel ilerlemekteydi. Büyük bir terfi almış, yurtdışı seyahatlerine çıkmaya başlamıştı. Almanya, Yeni Zelanda (anlam veremesede), Gürcistan vd. Başarmıştı işte. Herşeye herkese rağmen. Gitmesi gerekiyordu. Bu defa rota Fransa’ydı. Uçağa yetişmek için evden hızla çıktı. Bir taksi çevirdi. Hiç etrafına bakmadan direkt arka koltuğa oturdu. Şoför o esnada bagaja bavulları yerleştirmekle uğraşmaktaydı. İnce bir sesle “ Biraz acele eder misiniz? Uçağa geç kalacağım. “ diye seslendi. “ Siz hiç merak etmeyin ablacım hemen yetiştireceğim. Rahat olun arkanıza yaslanın “diye karşılık verdi şoför biraz laubali bir edayla.

Neyseki korkulan olmamıştı. Müslüm Gürses’ten “ Seni Yazdım Kalbime “ eşliğinde havaalanına gelmişti. Ahh işte olmuştu sonunda yıllardır hep bu anı hayal etmiş gerçekleşmesi için elinden geleni yapmıştı. Yüzüne yayılan kocaman bir gülümseme ile derin bir nefes aldı. Oksijen ciğerlerini tümüyle doldurana kadar öylece bekledi ve bir anda geri verdi.” Ohhhh sonunda” diyerek gözlüğünü gömleğinin yakasına takıverdi. Ve hızla dik bir duruşla kapıya doğru yürümeye başladı. Güvenlik noktalarından geçti. Pasaport ve bilet işlemlerini de hallettikten sonra uçağa bineceği kapıda beklemeye başladı. Vakit gelmişti. Cam kenarında otururken kalbinin hızla çarptığını duymamak neredeyse imkansızdı. Bir türlü bu korkusunu yenememişti. Yinede bundan haz duyuyordu. Kendi kendine telkinler veriyordu. “Şşş sakin, sakin ol Sema. Yapma ama kızım herkes seninle aynı ortamda. Kimsenin sesi çıkmıyor. Hem sen Sema Yenilmez’sin. Bir Sema Yenilmez kolay yetişmiyor. Lütfen kendine gel”.

Uçak hareket ederken yanına bir beyefendi oturdu. Uzun boylu, kumral, yeşil gözlü oldukça kaslı ve birazda ukala birisiydi. “ Merhaba, kusura bakmayın, bir karışıklık olmuş ve sizin yanınız boş sadece. Rahatsızlık vermek istemezdim ama durum böyle. “ diyerek kısacık bir an gözlerine baktı. “Merhaba, sorun değil” dedi Semai ve hafif bir tebessüm edip gökyüzünü seyre daldı.

Büyük bir sarsıntı oldu. Aniden irkilerek uyanıverdi Sema. “Hayır hayır aklıma gelen olamaz.. Şimdi değil. Lütfen Allah’ım daha yapmam gereken çok şey var. Şimdi değil lütfen. “ diye söylenip ağlarken yanındaki kumral güzeli beyefendi hafifçe eline dokunup “ Sakin olun lütfen önemli bir sorun yok. Türbülansa girdik sadece. Derin derin nefes alın. “ derken elinde tuttuğu suyu açıp” buyrun bir iki yudum için iyi gelecektir “ diyerek uzattı. Sema korkulu gözlerle uzatılan suyu alıp titreyen ellerle bir iki yudum içti. Elini kalbinin üzerine koydu heyecanla inip kalkan göğsüne bastırdı. Kalbi yerinden fırlayacaktı sanki. Biraz sonra beyefendi yine “ İlk defa mı? ‘ diye sordu. “ Ne ilk defa mı? “ diye karşılık verdi Sema.

– Uçakla seyahatinizi diyorum ilk defa mı?

– Aa yok hayır! İlk değil. Yüksekten korkuyorum. Her seferinde kalbim duracakmış gibi oluyorum. Bir türlü atlatamadım.

– Hmmm… Anladım hanımefendi dedi gülümseyerek.

Bu kadar mı? Sema hem kızmış hem de farklı bir duyguya kapılmıştı. Adam da onu kendine çeken farklı bir gizem vardı. “ Aaa yapma kızım. Delirdin mi? Ne çabuk unuttun yaşadıklarını? Aşk yok demedik mi? Ne aşkı? Aşk felan yok. Nerden çıkardın aşkı. Ama çok yakışıklı değil mi be? Nasılda güzel yaratmış Mevlam. Sema kendine gel”. Sema zihninde geçen düşüncelere engel olamıyordu. Sanki iki üç kişi aynı anda konuşup duruyordu.”

– Sema kızım. Sema!

– Haydi kızım geç kalacaksın ilk günden.

O seste neydi öyle. Nasıl da hem yakın hem uzaktı. Sema kumral güzeline hayranlıkla bakıyordu. Kimdi bu kendini bilmez. Sema böyle düşünürken “ Kızım kaç kere seslendim. Bak geç kalacaksın “ diye aynı sesi yine işitiverdi. Bu ses annesinin sesiydi. Nereye geç kalacaktım ki diye aklından geçiriyordu ki başının altındaki yastığını hissetti. “ Hayır olamaz ya olamaz” diye hayal kırıklığına uğramış halde yatağında doğruldu. “ Ne olamazmış? Olmayan ne bakalım kızım? “ diye sordu annesi. “ Hiç, hiçbirşey anne. Önemsiz. Bir rüya gördüm de. “ deyip geçiştirdi annesini. Perdesini araladı. Yüzünü okşayan güneşe tüm samimiyetiyle bir tebessüm gönderip hızla giyinip evinden çıktı.

Bilinçaltı adlı hikayemizi okudunuz diğer bilinçaltı gibi diğer hikayeler için hikaye kısmına tıklayın.

 

Önceki İçerikMazursun Şiiri Ahmed Gazalî
Sonraki İçerikGizlilik
https://1kkitap.com/muzaffer

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz