Şehr-i İstanbul Şiir
Şehr-i İstanbul Şiir
Sabahın tatlı esen yeli,
Ah seni, beni bilmez seni
Bana hem gurbeti, hem memleketi
Yaşatan şehr-i İstanbul…
Her adım başı miyavlayan kedileri,
Gece gündüz martılarının
Düğün bayram çalgı çengileri,
Uyku tutmayan geceleri
Yaşatan şehr-i İstanbul…
Hem tarihi, hem medeniyeti
Yaşaran kanlı gözleri
Günün birinde sabrı ve selameti
Yaşatan şehr-i İstanbul…
Can alıp, can yakan
Canana hasret bırakan,
Hep geçtiğin dar sokaktan
Yabancılaşan şehr-i İstanbul…
Doyum olmuyor yedi tepesine
Her tepesinde okunan ezan sesine,
Baksana şu mavisine, yeşiline
Sende dirildim şehr-i İstanbul…
Şehr-i İstanbul Şiir
Bu şehr-i İstanbul ki bî mislü behâdır
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedadır
“Bu İstanbul şehri paha biçilemezdir ve yalnızca bir taşına acem (İran) mülkünün tamamı feda edilir.“
Bir gevher-i yekpâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır
“İki deniz (Karadeniz ve Marmara) arasında eşsiz bir cevherdir, dünyaya ışık saçan güneş ile kıyaslansa yeridir.”
Altında mı üstünde midir cennet-i âlâ
Elhak bu ne hâlet bu ne hoş âb-ü havâdır
“Yüce cennet acaba onun altında mıdır, yoksa üstünde mi? Hakikat şu ki, onun hâli, havası, suyu ne hoştur.”
İnsâf değildir anı dünyaya değişmek
Gülzârların cennete teşbîh hatadır
“O İstanbul’u dünyaya değişmek insaflı bir davranış olmaz, zira gül bahçelerini cennete benzetmek hatadır.”
Herkes irişür anda muradına anınçün
Dergahlar melce-i erbâb-ı recâdır
“Herkes bu şehirde isteğine kavuşur, çünkü şehrin dergahları rica erbabının (istekleri reddetmeyenlerin) sığınağıdır.”
Kâl’ây-ı maarif satulur sûklarında
Bâzâr-ı hüner maden-i ilm-ü ulemâdır
“Bu şehrin pazarlarında eğitim, bilgelik kaleleri satılır, bu şehir ilim ve alimler madeni, hüner pazarıdır.”
Camilerinin her biri bir kûh-i tecellî
Ebrû-yı melek anlara mihrab-ı duadır
“Bu şehirde camilerin her biri, her yerden görünen dağlar gibidir, o camilerin de dua edilen yerleri, meleklerin kaşı gibidir.”
Mescitlerinin her biri bir lücce-i envâr
Kandilleri mah gibi lebriz-i ziyadır
“Bu şehirdeki mescitlerin her biri nur saçan birer okyanus gibi, kandilleri ışık saçan ay gibidir.”
Hep halkının etvârı pesendîde vû makbûl
Derler ki biraz dilber-i bî-mihrü vefâdır
“Tüm halkının tavır ve davranışları hoş, güzel ve makbüldür, derler ki şehrin güzelleri biraz acımasız ve vefasızdır.”
Şimdi yapılan âlem-i nev-resim-i safânın
Evsafı bele başka kitab olsa sezâdır
“Şimdi yapılan eğlence ve etkinliklerin anlatımı, böyle başka bir kitapta anlatılsa yeridir.”
Nâmı gibi olmuştur o hem sâ’d hem âbâd
İstanbul’a serınâye-i fahr olsa revâdır
“Hem sa’d (yüz) hem âbâd (sonsuzluk) bu şehrin namı gibi olmuştur, Bu Sadabad (köşkü) İstanbul’un övünç ve kıvanç kaynağı olsa yeridir.”
İstanbul’un evsâfını mümkün mü beyan hiç
Maksûd hemen sadr-ı kerem-kâre senâdır
“İstanbul’un özel ve güzelliklerini anlatmak hiç mümkün olur mu? Maksat, cömert veziriazam’a dua etmektir.
🪻Sümbülüm 🪻
Muazzam dilim tutuldu hayran kaldım
Şiir in akışına huuu 🥰🌷🌹🍀🪻🪷
Aleyküm Selam Sümmeye Hanım
Şiirinize hayran kaldım ve ayrıca kenizi tanıtmanızda bir okadar hayran bıraktı kendinize başarılarınızın devamını diliyorum Rabbim yolunuzu açık etsin inşallah sevgiler selamlar hayırlı günler dilerim