Ana Sayfa Makale Metilasyon,Metiyonin,Homosistein kavramları nelerdir ?

Metilasyon,Metiyonin,Homosistein kavramları nelerdir ?

638
2
Reklam

“Gençliğin ve genç kalmanın sırrı’’
   METİLASYON NEDİR ?

Metilasyon Bütüncül Tıp yaklaşımı içerisinde çok iyi anlaşılması gereken,insan vücudundaki hemen hemen tüm sistemlerin düzgün çalışması için elzem bir biyokimyasal süreçtir.

Adeta İsviçre saati gibi çalışan bir sistem şeklinde her hücrenin içinde milyonlarca kere tekrarlanmaktadır.Hayatımız boyunca tıkır tıkır işler.

METİLASYON,vücudunuzdaki bir şeye örneğin bir gen,enzim,hormon,nörotransmitter,vitamine bir ^metil grubu’(bir karbon atomu ve üç hidrojen atomu=CH3) eklemeyi ifade eder. Bu olay oluştuğunda, o kimyasal bileşiğin metillendiğini söyleriz.Metil molekülü bir molekülden başka bir moleküle geçerek birbirleriyle bağlantılı birçok önemli biyokimyasal işlemi aktive etmektedir.Bu metilleme işleme vücutta sayısız kritik fonksiyona uygulanır.

Yaşamımızın her saniyesinde metil moleküllerinin bir yapıdan başka bir yapıya taşınma işlemi milyonlarca kez tekrarlanır, bu işlem ile de metilasyon meydana gelir.

Metilasyon vücudunuzudaki en az iki yüz fonksiyona metil sağlayan bir süreçtir.Metilasyon hem beyninizin hem de kaslarınızın yakıt olarak kullandığı bir bileşik olan kreatin üretir.Kas ağrılarınız ve sancılarınız varsa,yorgun hissediyorsanız veya beyninizi ileri vitese alamıyorsanız,bunun nedeni zayıf metilasyon ve düşük kreatin olabilir.

Metilasyon ayrıca vücudunuzun ana antioksidanı olan glutatyon üretme yeteneğinizi de etkiler.Yeterli miktarda glutatyon üretmek için iyi işleyen bir metilasyon döngüsü gereklidir.

Hormonların işlenmesi ve işlevini tamamlayan fazla hormonların yıkımı(örn:östrojen) ve detoksifikasyonu da sağlıklı yürütülen bir metilasyona ihtiyaç duyar.

Hücrelerin düzenli yenilenmeleri ve onarılmaları ile vücut düzenli olarak çalışabilir bu da DNA’nın düzenli çalışması ile mümkün olur. DNA’nın düzenli çalışmasını olumsuz etkileyen bir faktör de metilasyonun olması gerekenden az ya da çok olmasıdır. 

Metilasyon, epigenetik mekanizmalardan üzerinde en çok çalışılmış ve etkisi araştırılmış olandır. Bu mekanizma birçok molekül ve bu moleküllerin içinde olduğu sistemdeki bozukluklar ile bağlantılıdır. Epigenetik süreçte beslenmenin rolü önemlidir. Kötü beslenme metabolik ya da kimyasal nedenleri olan birtakım modifikasyonlara neden olarak gen ekspresyonu değiştirebilir. Bu değişikliklere bağlı olarak diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, kanser, obezite gibi metabolik hastalıklar görülmektedir. 

Sağlıklı toplumlar ve gelecek nesiller için ebeveynlerin beslenme alışkanlıkları düzenlenmelidir. Doğacak çocuklarda iyi beslenme alışkanlıkları ile KVH, kanser, diyabet, obezite gibi epigenetik değişikliklere bağlı hastalıkların görülme sıklığının azaltılabileceği bilinmektedir. 

Metilasyon kusurunun düzeltilmesinde önemli ip uçları

  1. En koyu yeşil yapraklılarla beslenin: Ispanak, pazı, karadeniz lahanası, dereotu, roka, kale, brokoli, vb
  2. B vitaminlerinden zengin diğer gıdalar tüketin: Ayçekirdeği ve buğday rüşeymi (vitamin B6); balık ve yumurta (vitamin B6 ve B12); peynir (B12); fasulye ve ceviz (vitamin B6 ve folat); koyu yeşil yapraklı bitkiler; asparagus, badem, ve tam tahıllar (folat); ve karaciğer (vitamin B6, B12 ve folat)
  3. Hayvansal protein, doymuş yağ ve şekeri azaltın: Hayvansal proteinler homosisteini yükseltebilirken, şeker ve doymuş yağ vitamin depolarını tüketir.
  4. Mümkün olduğunca işlenmiş, rafine edilmiş ve kutulanmış hazır gıdalardan uzak durun
  5. Yoğun kahve (kafein) tüketiminden kaçının: Fazlası vitamin B seviyelerinizi düşürür
  6. Alkolü haftada 3 ile sınırlandırın: Fazlası vitamin B seviyelerinizi düşürür
  7. Sigara kullanmayın: Sigara vitamin B6’yı inaktive eder.

Metiyonin” NEDİR ?

Metiyonin, temel bir amino asit olup protein sentezinde kullanılan bir yapı taşıdır. İnsanlar için temel bir amino asit olduğundan, vücut tarafından üretilemez ve dışarıdan besinlerle alınması gereklidir.

Metiyonin, protein sentezinde yer almasının yanı sıra bir dizi biyokimyasal reaksiyonda önemli bir rol oynar. En dikkate değer fonksiyonlarından biri metil grubu (CH3) taşıyıcısı olarak kullanılmasıdır. Metiyonin, metilasyon reaksiyonlarında bir metil grubu sağlamak için kullanılır. Metiyonin, S-adenozil metiyonin (SAM) adı verilen bir bileşiğe dönüşerek metil grubunu taşır. Bu, DNA, RNA, proteinler ve diğer moleküller üzerinde metilasyon reaksiyonlarının gerçekleşmesine olanak sağlar.

Ayrıca, metiyonin, hücre zarlarının yapısında ve karaciğer fonksiyonunda da önemli bir rol oynar. Metiyonin, metiyonin sülfür grubu içeren bileşiklerin sentezinde de kullanılır. Metiyonin sülfür içeren bileşikler, taurin, karnitin ve glutatyon gibi vücutta çeşitli önemli fonksiyonlara sahiptir.

Metiyonin ayrıca, metil donörü olmasının yanı sıra antioksidan özelliklere de sahiptir ve hücreleri serbest radikallerin zararlı etkilerinden korumaya yardımcı olabilir.

Özetlemek gerekirse, metiyonin, protein sentezi, metilasyon reaksiyonları, hücre zarı yapısı, karaciğer fonksiyonu ve antioksidan özellikler gibi bir dizi biyokimyasal süreçte önemli bir rol oynayan bir amino asittir.

Homosistein, vücutta doğal olarak oluşan bir amino asit türevidir. Metiyonin adı verilen başka bir amino asidin metabolizması sırasında oluşur. Homosistein, normalde vücutta bulunur, ancak yüksek seviyelerde biriktiğinde sağlık sorunlarına yol açabilir.

 

Homosistein” NEDİR ?

Homosistein seviyeleri, genellikle B vitaminleri olan folik asit, B12 vitamini ve B6 vitamini ile kontrol edilen bir dizi enzimatik reaksiyon aracılığıyla düzenlenir. Bu enzimatik süreçlerdeki bir bozukluk veya vitamin eksikliği, homosistein seviyelerinin yükselmesine neden olabilir.

Yüksek homosistein seviyeleri, vasküler sağlıkla ilişkilendirilmiştir. Homosistein birikimi, damar iç tabakasını zararlı etkileyebilir ve arter duvarında plak oluşumuna katkıda bulunabilir, bu da ateroskleroz (damar sertleşmesi) ve kardiyovasküler hastalık riskini artırabilir. Ayrıca, yüksek homosistein seviyeleri, tromboz (pıhtı oluşumu) riskini artırabilir.

Homosistein seviyelerini kontrol etmek ve yüksek seviyeleri önlemek için dengeli bir beslenme alışkanlığı benimsemek önemlidir. B vitaminleri içeren gıdalar, özellikle folik asit, B12 vitamini ve B6 vitamini açısından zengin yiyecekler tüketmek homosistein seviyelerini düşürebilir. Ancak, homosistein düzeyleri tam olarak vitamin takviyesi veya diyetle düzenlenemiyorsa, tıbbi tavsiye almak önemlidir.

Homosistein seviyeleri, kardiyovasküler hastalık riskiyle ilişkilendirilmiş olsa da, yüksek homosistein seviyeleri tek başına bir hastalık teşhisi koymak için yeterli değildir. Diğer risk faktörleri ve klinik bulgularla birlikte değerlendirilmelidir.

Önceki İçerikSokrates’in savunması inceleme
Sonraki İçerikMecrûh

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz